Dijital çağın kapıları ardına kadar açıldı. Bilgiye, insana, mekâna, zamana ulaşmak artık bir tık kadar kolay. Ellerimizde akıllı telefonlar, gözlerimiz ekranlarda, kulaklarımız yapay seslerle dolu. Mesajlar saniyeler içinde dünyanın bir ucundan diğerine ulaşıyor ama aynı evin içinde oturduğumuz insana, yanımızda yürüyen dostumuza, belki de en acıklısı, kendimize ulaşamıyoruz. Ne oldu bize?
Yediğimiz ekmeğe, içtiğimiz suya, oturduğumuz şehre, izlediğimiz habere, işimize, evimize, eşimize, çocuğumuza... Şiire, türküye, aşka, dostluğa… Sahip olduklarımızın anlamını neden kaybettik? Teknoloji ilerledikçe ruhumuz geriliyor mu? Duygularımızı, aidiyetimizi, köklerimizi ne zaman kaybettik?
Birey olma yolunda özgürlüğümüzü putlaştırırken, benliğimizden kopartıldık. Tüketim çağının sessiz esirleri olduk. Eleştirmeden, sorgulamadan, düşünmeden, önümüze konulan her şeyi kabul eder hale geldik. Kendi seçimlerimizi yaptığımızı sanırken, aslında önceden belirlenmiş bir döngünün içinde farkına varmadan sürükleniyoruz. Üretmek yerine tüketmeyi, anlamak yerine hızlıca geçmeyi, özümsemek yerine unutmayı seçiyoruz.
Geldiğimiz bu noktada bir soru soralım kendimize: Gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa sadece var mıyız? İçimizdeki insanı, ruhumuzu, duygularımızı kaybedip, değerlerimizden koparılan birer makineye mi dönüştük? Yoksa mankurtlaştırılmış, düşünme yetisi elinden alınmış, sorgulamaktan korkan bir topluma mı evrildik?
Dostluğa, aşka, umuda, özleme ne oldu? Bir zamanlar türkülerle dertleşen, şiirlerle sevdasını anlatan bir toplumduk. Şimdi suskun, sessiz, ruhsuz ekran bağımlılarıyız. Anlamların kaybolduğu, duyguların yüzeyselleştiği, her şeyin tüketildiği bir çağın ortasında, hâlâ kendimize ulaşma şansımız var mı?
Belki de en büyük devrim, yeniden insan olmaktır. Yeniden hissetmek, gerçekten sevmek, içten dostluklar kurmak, doğaya dokunmak, kendi özümüzle buluşmak… Gerçek özgürlük, hızla akan çağın içinde yavaşlayıp, en yakınımızdakine ulaşabilmek değil mi? Kendimize, sevdiklerimize, hayata…
Öyleyse, bu yabancılaşmayı sorgulamanın ve değiştirmeye çalışmanın tam zamanı!