https://www.bingolnethaber.com/files/uploads/user/376c6b9ff3bedbbea56751a84fffc10c-87f273e1b37083e9d721.jpeg
Abdullah Çelik

Dostluk

23-12-2022 14:13

Biz insanlar her zaman bir dost edinme arayışı içinde olmuşuz. Her başımız dara düştüğünde arayacağımız, içimizi güvenle açacağımız bir dost.

Tıpkı güneşle, ayçiçeğinin dostluğu gibi. Güneşin ilk ışıklarıyla uykusundan uyanan ayçiçeği, gün batımına kadar yüzünü güneşten ayırmaz. Çünkü o güneşi kendine dost edinmiştir. Güneş olmadığı zaman hep boynu büküktür ayçiçeğinin. Biz de tıpkı ayçiçeği gibiyiz, her zaman bizi ısıtacak bir dosta ihtiyaç duyarız. 

Bazen dostumuz bir yağmur damlasıdır saçlarımızdan süzülen. Cemrenin yumuşattığı havanın bulutları ağlatmasıyla ıslanmak isteriz.. Bazen yüzümüzü gökyüzüne doğru kaldırıp yağmurun iyice yüzümüze vurmasını ve damlalardaki serin ve derin iç huzuru yüreğimizde hissederiz. Onlarla konuşur, ruhumuz dinlenir. Dostluğu o kadar saf ve berrak ki ıslandığımızın farkında bile olmayız. Sevgiyle ellerimizi açar damlaları tutmaya çalışırız. Onların yere düşmesini istemeyiz. Sonra düşen yağmur damlalarında ürpeririz. Bize küsmesinden ve sel olup umutlarımızı silip götürmesinden korkarız. Bu korku bile onunla dost olmamıza engel değildir. 

Yaşadığımız teknoloji çağında sanal dostluklar kuruldu. Hepimizin bir çok sanal dostu oldu. Görmediğimiz halde her zaman yanı başımızdaymış gibi davrandık, ilgi gösterdik, sevindik, üzüldük, hayal kırıklığı yaşadık. Tıpkı yaşamda karşılaştığımız gerçek dostluklar gibi. Bu denli ilerleyen dostluk klavye, kasa ve monitörle bir aile oldu. Kalabalık yığınlar arasında kendimizi yalnız hissettiğimiz zaman tek dostumuz oldu bu sanal dünya. Monitörden giriverdik internetin sonsuza açılan pencerelerinden. Kimi pencerelerde kendimizi kimi pencerelerde kan ve irin, kimi pencerelerde mutluluk, kimilerinde üzüntü ve keder. Ne kadar çirkin ve korkunç olursa olsun o bizim vazgeçilmez dostumuz olmayı başardı. 

Bazen dostumuz postadan gelen bir mektup, sanal postamıza düşen bir mail, bir faks veya bir arkadaş aracılığıyla gönderilen sözlü bir selamdır. Aldığımız yüzümüzde istek dişi bir gülümseme belirir. Merak ve heyecanla bakarız bize gelen şeylere. İhtiyacımız vardır bu tebessümlere, hoş bir söz, güzel bir iltifat bir haftalık aşımız olur. Ayaklarımız yerden kesilir, nefes almakta güçlük çekeriz. 

Şimdi ortak bir dostumuz var. Bir damladan sele, selden bin göle dönüştü. Her sabah uyandığımızda veya boş kaldığımız bir anda ilk uğrak yerimiz oldu. Herkes kendinde bir şeyler buldu bu gölde. Bazen göle sert damlalar düştü. Bazen dolu, bazen kar yağdı göle, bazen tipi esti, bazen fırtına ama gölün dostluğu her kese yetti.. Herkesi içinde barındırdı. Çünkü herkese yetecek kadar dostluk vardı ve sonsuza kadar var olacak. Tipi ve asi fırtınaların gölümüzü taşırmaya izin vermeyelim. 

Evet dostlar, bu dostlukların yaşaması ve göllün kurumaması için daha çok damlaya ihtiyacımız var... 

20.02.2005
 

Neler Söylendi?