Genç İlçe Müftülüğü Şeyh Ahmed Nakşibendi Kur’an Kursu'nda eğitim gören öğnecilere yönelik "Tarihle Buluşan Gençlik" sloganıyla Şanlıurfa ve Mardin Kültür Gezisi düzenlendi.

Kur'an kursu yöneticisi ve derneği başkanı Oktay Yalçın, rehberliğinde, Şanlıurfa ve Mardin gezisini katılan öğrenciler, derslerde edindikleri dini, tarihi ve kültürel bilgileri yerinde gözlemleme fırsatı buldu.

Genç Müfülüğünden geziye ilişkin yapılan açıklamada, "Eğitim, yalnızca sınıf ortamında verilen teorik bilgilerle sınırlı kaldığında, bireyin zihinsel gelişimi kadar ruhsal ve duygusal derinliği de eksik kalabilir. Özellikle dini eğitim alan gençlerin tarih, kültür ve medeniyet bilinciyle yoğrulmaları, değerlerin kuşaktan kuşağa sağlıklı şekilde aktarılabilmesi için hayati öneme sahiptir. Bu bilinçle, Şeyh Ahmed Nakşibendi Kur’an Kursu, öğrencilerine unutulmaz bir tarih ve kültür tecrübesi yaşatan, Kur'an kurs yöneticimiz ve Dernek başkanımız olan kıymetli Oktay Yalçın Hocamızın Rehberliğinde Şanlıurfa ve Mardin gezisini başarıyla gerçekleştirildi. Bu gezinin temel amacı, öğrencilerin derslerde edindikleri dini, tarihi ve kültürel bilgileri yerinde gözlemleyerek içselleştirmelerini sağlamak, onların zihinsel ve ruhsal dünyalarına katkıda bulunmaktır." ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın devamı ise şöyle:

"Gezinin birinci günü:  İnancın ve Sabrın Şehri
"Peygamberler Şehri" olarak anılan Şanlıurfa ile başladı. Balıklıgöl ve çevresindeki ziyaretler, özellikle Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesine tanıklık eden mekanlarda yapılan anlatımlar eşliğinde, öğrencilerin sadece bir tarihî mekanı gezmekle kalmayıp, aynı zamanda tevhid, sabır ve teslimiyet kavramlarını somutlaştıran bir ibret sahnesini sundu. Bununla birlikte Kur’an kıssalarıyla ilişkilendirme yapabilmelerine de imkân sağladı.
Bu ziyaretin ardından, öğrenciler Halfeti’ye geçerek burada Fırat Nehri üzerinde tekne gezisi gerçekleştirdiler. Halfeti, baraj suları altında kalan eski yerleşim alanları ve su yüzeyine kısmen çıkan cami minareleriyle öğrencilerin dikkatini çeken bir kültürel miras alanıydı. Tekne gezisi sırasında yapılan rehberlik faaliyetleri, tarihi ve tabii çevreyi birlikte okuyabilme becerisini geliştirdiği gibi, gençlerde çevre ve tarih duyarlılığı oluşturdu. Özellikle su altında kalan köyler üzerinden yapılan sosyo-kültürel okumalar, geçmişin günümüze yansımalarını gözler önüne serdi. Fırat Nehri kıyısında medeniyetlerin izini taşıyan doğal ve tarihi güzellikleri  inceleme fırsatı sağlayan bu ziyaret, tabiat ile insan eliyle şekillenen tarih arasındaki dengeyi kavrama bakımından öğrenciler için zihin açıcı bir deneyim olmuştur.
İkinci Günü: Mardin – Taşın Dili, Medeniyetin Hafızası
Gezinin ikinci günü, Mezopotamya’nın eşsiz şehirlerinden biri olan Mardin’e ayrıldı. Eski Mardin sokakları, mimari dokusu ve kültürel çeşitliliğiyle öğrenciler için adeta açık hava dersliği niteliğindeydi. Eski Mardin sokaklarında yapılan yürüyüşler, taş işçiliğiyle bezenmiş medrese, cami ve kilise mimarileriyle birlikte farklı medeniyetlerin barış içinde yaşama pratiğini gözler önüne sermiştir.  
Öğrenciler sırasıyla Dara Antik Kenti, Beyazsu, Midyat ve Kızıltepe’yi gezerek hem tarihi hem de doğal güzelliklerle iç içe bir tefekkür ortamına dâhil oldular. Özellikle Dara Antik Kenti, yer altı şehir yapıları ve sarnıçlarıyla öğrencilerin tarih öncesi uygarlıklara dair bilgi ve meraklarını derinleştirirken, Beyazsu’daki doğa ile iç içe geçirilen vakit ise ruhsal bir dinlenme ve tefekkür fırsatı sunmuştur. Aynı vakit, bu antik yapılar geçmiş medeniyetlerin şehir planlaması ve su yönetimi konusundaki ileri düzey uygulamalarını keşfetmelerine olanak tanıdı.
Midyat ve Kızıltepe gibi merkezlerin gezilmesiyle birlikte Süryani, Arap, Türk ve Kürt kültürlerinin İslam coğrafyasındaki zenginliğine tanıklık edilmiştir.
Bu bağlamda, Mardin’deki ziyaretler, sadece İslamî mirası değil, Süryani, Arap Türk ve Kürt kültürlerinin bir arada yaşadığı çok katmanlı sosyal yapıyı da yakından tanıma fırsatı sundu.
Tarihi Mekânların Eğitime Katkısı
Bu tür geziler, öğrencilerin bilgiyle duyguyu, akılla kalbi birleştirebildiği nadide öğrenme fırsatlarıdır. Tarihi mekanlarda yapılan anlatımlar, gençlerin hem dinî metinleri daha derinlikli anlamalarına hem de İslam medeniyetinin somut mirasıyla bağ kurmalarına yardımcı olmaktadır. Kur’an’da geçen kıssalarla tarihsel olayların kesiştiği noktaları yerinde görmek, öğrenilen bilgilerin soyuttan somuta geçmesini sağlamakta ve öğrenmeyi kalıcı kılmaktadır.
Sonuç: Kimlik, Maneviyat ve Şuur İnşasında Yerinde Eğitim
Kur’an kurslarının temel hedefi, sadece bireyin dini bilgisini artırmak değil, aynı zamanda sağlam bir ahlakî duruş, güçlü bir medeniyet şuuru ve bilinçli bir İslam kimliği kazandırmaktır. Bu hedefe ulaşmada sahada yapılan yerinde eğitim gezileri son derece etkilidir. Şeyh Ahmed Nakşibendi Kur’an Kursu’nun bu doğrultuda gerçekleştirdiği gezi, öğrencilerin zihinsel gelişimlerinin yanı sıra manevi derinliklerinin de pekişmesine vesile olmuştur. Geçmişini tanıyan bir nesil, geleceğini sağlam temeller üzerine inşa eder."